Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi Bölümü Uygulama Açıklaması
Eğitimin bütünlüğü içinde düşünüldüğünde, Beden Eğitimi ve Spor olgusu genel eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Beden Eğitimi ve Spor derslerinin, eğitim kurumlarının ders programlarına girdiği erken klasik çağa (M.Ö.500) kadar uzanmaktadır. Beden Eğitimi ve Sporun genel eğitim içindeki önemi sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel değişim ve gelişmelere bağlı olarak tarihi süreç içerisinde değişik düzeylerde süregelmiştir. Çağlar boyunca insanlığın yaşam koşullarını düzelterek daha iyiye doğru taşıması hareket tarzlarında da değişikliklere yol açmıştır. Bu değişiklikler, beden eğitimi ve sporun şekillenmesi ve gelişimini sağlamıştır.
Beden eğitimi ve sporun, toplum hayatında kazandığı bu yeni boyut ve fonksiyonlar, özel uzmanlık gerektiren alanların ihtiyacını karşılayabilecek spor elemanlarının yetiştirilmesini zorunlu kılmaktadır
Beden Eğitimi Öğretmenliği ve Antrenörlük meslekleri dışında sporun yeni fonksiyonlar ve sporun bazı alanlardaki değerinin yeni keşfedilmesi, toplumun spordan beklenti boyutlarını genişletmesi; yönetim, ekonomi, medya, serbest zaman ve rehabilitasyon sağlık gibi sahalarda yeni meslek alanlarını ortaya çıkarmıştır.
Ülkemizdeki spor eğitimi veren yükseköğretim kurumlarında Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği, Antrenörlük Eğitimi, Spor Yöneticiliği ve Rekreasyon bölümleri olmak üzere dört bölüm olarak eğitim öğretim sürdürülmektedir. Ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda bazı Üniversitelerde Sağlık için Spor ve Fitnes, Spor Gazeteciliği, Engelliler için Spor gibi seçmeli yan alan sertifika programları açılmaktadır. Engelliler sporu, engellilerin ve engelliliğin tehdidi altındakilerin rehabilitasyon sporu olsun, hobi olarak yapılan aktiviteler olsun veya yarışmalara katılma olsun her türlü sportif faaliyetleri kapsar. Engelliler sporunun amacı, bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek, entegrasyon ve rehabilitasyonlarını gerçekleştirmektir.
Nüfusun %12,29’unun engelli olduğu Türkiye’de önemli ölçüde engelliler sporu antrenörü ve engelliler için beden eğitimi öğretmenine ihtiyaç duyulmaktadır.
Türkiye’de beden eğitimi spor eğitimi veren kurumlar içerisinde Engelliler Sporu Öğretmenliği Bölümünün açılarak, bu alanın ihtiyacı olan meslek elemanlarının yetiştirilmesi için gerekli olan örnek bir müfredat programının hazırlanarak ortaya konması amaçlanmıştır.
Türkiye’de Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları, beden eğitimi ve spor alanında verimli sistemlerin tasarlanmasına, nitelikli eleman yetiştirilmesine, gelişen spor teknolojisi olanaklarının tanıtılmasına, ülke genelinde beden eğitimi ve sporun gelişmesine katkı sağlayacak meslek elemanları yetiştirmeyi amaçlamaktadır.
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Programının genel amacı, eğitim sisteminin amaçlarına ve ilkelerine bağlı, duyuşsal, sosyal, bilişsel ve fiziksel gelişmelerini göz önünde tutabilen, etkin öğretim yöntemlerini kullanabilen, öğretim teknolojisinden yararlanabilen, öğrencilerde Atatürk, millet, vatan, bayrak, insan sevgisini ve manevi değerlere bağlılığının gelişmesine yardımcı olan, kendine güvenen, çabuk karar verebilen, demokratik yaşamın gerektirdiği tutumları kazandırabilen, kamu kaynaklarını, alana yönelik araç ve gereçleri iyi kullanabilen ve koruyabilen nitelikli bireyler yetiştirmektir.
Öğretmenlik; genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyonla sağlanan özel bir ihtisas mesleğidir. Statü ve saygınlığı, ülke ve kültürlere göre değişmekle birlikte öğretmenlik, doğrudan insanla ilgili bir meslek olması yönüyle, öteden beri kutsal bir meslek olarak görülmüştür.
Beden eğitimi ve spor öğretimi veren yükseköğretim kurumlarından toplumsal beklentilerini artıran gruplardan biri olarak karşımıza çıkan engelliler şimdiye kadar beden eğitimi ve spor hizmeti götürülmesi ihmal edilmiş grup olarak karşımıza çıkmaktadır. Kesin olarak bilinmeyen dünyadaki engelli sayısı, Dünya Sağlık Örgütünün tahmini rakamlarına dayanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yaklaşık olarak dünya nüfusunun %10’u engelli olduğu tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde bu oranın düştüğü, gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde bu oranın yükseldiği söylenmektedir.
2002 yılında TUİK ve Özürlüler İdaresi Daire Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde geniş bir örneklem grubu ile geniş kapsamlı bir Türkiye Özürlüler Araştırması yapılmıştır. Araştırma sonucunda Türkiye nüfusunun %12.29’unun engelli olduğu belirlenmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2011 yılında yapılan nüfus sayımında Türkiye nüfusunun 74.724.269 olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuca göre Türkiye’de 9.183.612 kişinin engelli olduğu söylenebilir. Engelli nüfusun % 11.10’unu erkek, % 13.45’ini kadın nüfusu oluşturmaktadır. Engel grubuna da baktığımızda ise % 1.25’inin bedensel, % 0.60’ının görme, % 0.37’sinin işitme, % 0,38’inin dil ve konuşma, % 0.48’inin zihinsel, %9,7’sinin ise kronik hastalıklar (kalp, diabet, böbrek, astım, kanser, aids gibi) oluşturmaktadır. Engelli nüfusun % 11,4’ünü ise birden fazla (çoklu) engelliler oluşturmaktadır.
Kaynaştırma eğitimi, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yaygınlaşmaktadır. Kaynaştırma eğitiminde; öğretmen, öğrenci, ortam ve içerik faktörlerinin oluşturulması halinde tek bir engele sahip öğrencinin rahatlıkla entegrasyon sınıflarında akranlarıyla birlikte eğitim alma imkanı bulurlar ve eğitimde entegrasyon ve rehabilitasyon. açısından ideal bir yapı oluşmuş olur. Bu durum diğer öğretmenlik alanlarında olduğu gibi, Beden Eğitimi Öğretmenlerinin de sınıflarında engellilere ders vermek zorunda olacaklarını göstermektedir. Bu sebeple, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin eğitimleri sırasında bu alanda yeterli bilgiyi almaları, mevcut öğretmenlerin kapsamlı bir hizmet içi eğitimden geçmesi veya bu alanda ideal öğretmenler yetiştirmek için, ilgili bilim dallarının (Özel Eğitim, Rehabilitasyon, Fizik Tedavi, Psikoloji, Beden Eğitimi ve Spor gibi ) koordinasyonu ile oluşturulmuş programla Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi Bölümü açılarak alan uzmanı meslek elemanları yetiştirmek gerektiği ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de 2011-12 öğretim yılı itibariyle, 303 özel eğitim ilköğretim okulu, 102 özel eğitim ortaöğretim okulu, 110 özel özel eğitim okulu, 1.134 özel eğitim sınıfı bulunan okul ve bu okullarda 6.060 özel eğitim sınıfı bulunmaktadır. Resmi ve özel özel eğitim okulları dışında, özel eğitim sektöründe Türkiye genelinde 1.591 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri bulunmaktadır. 2009 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhur Başkanlığı’nın himayelerinde, Milli Eğitim Bakanlığı ile Engellilerden sorumlu Devlet Bakanlığı ve Türkiye Beyaz ay Derneği’nin yürütücülüğünde başlatılan “Eğitim Her Engeli Aşar” Kampanyası’nın üçüncü yılı sonunda, Özel Eğitimin içindeki 150 bin engelli öğrenci sayısı %144 artarak 370 bine ulaşmıştır. Örgün eğitimdeki engelli öğrenci sayısı ve eğitim kurumları dikkate alındığında beden eğitimi ve spor derslerinin ve öğretmenlerinin hedef alanı içine girmektedir.
Engelliler Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünün hayata geçmesi halinde, özel eğitim okulları ve engelliler spor grupları ve kulüpleri için ülkemizin gereksinimi olan beden eğitimi öğretmenleri ve antrenörleri yetiştirilecektir.
Genel olarak, Yükseköğretim kurumları toplum ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikli insan gücünü yetiştirmekle yükümlüdür. Bu nedenle, üniversite eğitiminin genel eğitimden daha çok uzmanlık eğitimi karakteri kazanması, toplumun alanında ayrıntılı hizmet verebilecek düzeyde elemanların yetiştirilmesini sağlar. Engellilerin de göz ardı edilmeden hazırlanan, beden eğitimi ve spor öğretmenliği eğitimi veren kurumların müfredat programlarına bakıldığında (4. yarıyılda Özel Eğitim, 7. yarıyılda Engelliler için Beden Eğitimi ve Spor) beklentilere cevap vermediği görülür. Gerek engelliler, gerekse normal beden eğitimi ve spor lisans eğitimine ait müfredatın hazırlanmasında dikkat edilmesi gereken husus, öğretim programlarının sadece okul içi değil, okul dışı meslek alanlarındaki yeni gelişmelere de cevap verebilecek yapıya sahip olmasıdır.
Bir yanıt yazın